İMECE USULÜ TİYATRO / 6 Kasım 2002, Melis Çelebi - Radikal Cumartesi
Devlet Tiyatrosu rejisörlerinden Işıl Kasapoğlu, on yıllığına kiraladığı Çevre Tiyatrosu'nun kapıları gençlere açıldı. Işıktan sahneye, temizlikten yemeğe her şeyin oyuncuların sorumluluğunda olduğu Semaver Kumpanya destek almadan ayakta duruyor.
Tiyatro kurmak cesaret işi, onu yaşatmak daha da büyük cesaret. Hele bu tiyatro Taksim gibi merkezi bir yerde değil de, Haliç'in öte yanında olursa, bu cesaret ilk bakışta insana yersiz gibi geliyor. İzmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu'nu da kuran Devlet Tiyatrosu rejisörlerinden Işıl Kasapoğlu, pek öyle düşünmüyor. İşte bu yüzden, yıllardır kaderine terkedilmiş olan Kocamustafapaşa Çevre Tiyatrosu'nu devletten hiçbir maddi destek almadan yeniden İstanbul'a kazandırdı.
İstanbul'da kenarda köşede kalmış çok sayıda tiyatro salonu olduğunu söyleyen Kasapoğlu, Türkiye'deki tiyatrocuların artık 'Salon ve seyirci yok,' diye şikayet etmeyi bırakıp harekete geçmek zorunda olduklarından bahsediyor. Ayrıca Kasapoğlu, nitelikli oyunların seyircisini bulduğu kanısında. Söylediğine göre Türk seyircisi, Avrupa seyircisiyle kıyaslandığında daha dinamik ve aç bir seyirci. Türkiye'de yeteri kadar yetişmiş tiyatrocu olmadığını belirten Kasapoğlu, "Önce çoğalmalıyız," diyor. Ona göre, tiyatrocular çoğaldıkça rekabet ortamı oluşacak ve yeni ürünler ortaya çıkacak.
İmece usulü tiyatro
1972'de Altan Erbulak tarafından kurulan Çevre Tiyatrosu'nda, o günden bugüne, içinde Uygur Tiyatrosu'nun da bulunduğu çok sayıda kumpanya oynanmış. Şimdi buraya Semaver Kumpanya diyorlar ve kapılarını konservatuvar mezunları ile tiyatroyla uğraşmış herkese açıyorlar. Semaver Kumpanya'da işler imece usulü yürütülüyor. Burada 72 kişi birlikte yiyip içiyorlar, birlikte çalışıyorlar. Oyun zamanları dışında, burada sürekli tiyatroyla ilgili atölye çalışmaları sürdürülüyor. Kasapoğlu, Semaver Kumpanya'yı 'okul sonrası mutfak' diye adlandırıyor. Burada çalışanlar sadece oyunculuk değil, tiyatronun her türlü işini de yapıyorlar. Işık, sahne, yemek ya da temizlik, hepsi onlardan soruluyor. Gişede duran da, bileti kesen de oyuncu.
"Burayı kendi başımıza yaptık," diyen Kasapoğlu, çok uğraştıkları halde kurumsal sponsor bulamadıklarını ve seyirci dışında hiçbir destekleri olmadığını anlatıyor. "Bir de," diyor, "Ece Bar'ın sahibi Ece'nin hakkını ödeyemeyiz." Ece her Cuma Kumpanya'ya kazan kazan yemek gönderirken; mahalleli de aklına estikçe gözleme yapıp getiriyormuş.
"Ben sadece burayı kurup kapıları açtım," diyen Kasapoğlu, Semaver Kumpanya'nın bir örnek teşkil etmesini diliyor. "Başka mahallelerde ve Anadolu'da da bu tür tiyatroların oluşması gerek," diyen Kasapoğlu, Anadolu'da turneler dışında kullanılmayan birçok salon olduğunu belirtiyor.
Bu projeyi Taksim'deki bir salonda hayata geçirselerdi aynı tatmini alamayacağını söyleyen Kasapoğlu, "Bu benim tiyatro yolculuğumda yeni bir savaş, yeni bir kavga," diyor. O, Kocamustafapaşa'da iyi bir seyirci potansiyelinin olduğuna inanıyor. Burada bir paket sigara fiyatına tiyatro yapmak isteyen Kasapoğlu, gün geçtikçe çevreden katılımın arttığını belirtiyor. Kocamustafapaşa civarındaki 47 ilköğretim okulundan gelen her hoca, bir sonraki gelişinde beraberinde en az 20 öğrencisini getiriyormuş. Çocuk oyunlarının sahneye konduğu cumartesi ve pazar günlerinde izdiham yaşanıyor. Bu günlerde 400 kişilik salona 700 - 800 kişinin geldiği ve yarısının kapıdan döndüğü oluyormuş.
Semaver Kumpanya'da pazartesi günleri bir dinletiye ayrılırken, çarşambaları dans gösterileri düzenleniyor. Salı günlerini 'açık tiyatro' olarak adlandırıyorlar. Üniversiteler ya da amatör tiyatrocular, oyunlarını sahneye koymak için salonu çok düşük bir fiyata kiralayabiliyorlar. Perşembe, cuma, cumartesi ve pazar ise, Shakespeare'in Onikinci Gece adlı müzikli danslı komedisi sahneleniyor.
İki paket sigara fiyatına tiyatro
Işıl Kasapoğlu, çeşitli kurumlara aşağıdaki e-mail'i göndererek destek bulmaya çalışıyor:
"Neredeyse 30 yıldır tiyatro yapıyorum. Özel tiyatrolarda, devlet tiyatrolarında, şehir tiyatrolarında elliden fazla oyun yönettim. Anadolu'nun hemen hemen her kentinde oyunlarım oynandığı gibi, çeşitli festivallerde de yabancı seyircilerin karşısına onlarca kez çıktım.
Semaver Kumpanya olarak yıllardır kullanılmayan Kocamustafapaşa'daki Çevre Tiyatrosu'nu 10 yıllığına kiraladım ve Tiyatro Okulu mezunu gençlerle Aralık 2001'de başladığım tadilatı sürdürüyorum. 10 Ekim'de açılacak tiyatroyu, gerçek bir Seçkin Halk Tiyatrosu (Elite Populaire) olarak tasarlıyorum. Bir yandan açılışta seyirciyle buluşturacağım
W. Shakespeare'in Onikinci Gece'si gibi klasikler üstünde çalışırken, pazartesi günleri klasik müzik konserleri, çocuk oyunları ve Kasım'da açılışını yapacağımız Orphee ve Euridice operası gibi iddialı yapımları Haliç'in Öte Yanında Tiyatro projesi kapsamında gerçekleştireceğim.
Sezon için açıkladığımız bilet fiyatlarımız ise şöyle:
Çocuk: 2 milyon 300 bin TL
Öğrenci ve indirimli: 4 milyon 600 bin TL; tam: 7 milyon TL
Bugüne dek hiçbir kurumsal sponsorluk görüşmesi bir sonuca varmadı. Bu tiyatroyu bu bilet fiyatlarıyla götürebilmek istiyorum. Bu mektubu gönderdiğim her arkadaşımın önemli işyerlerinde çalıştıklarını biliyorum. Önerim şu: Her arkadaşım, tarihi belirli bir akşamı kendi kurumları için satın alabilir ve çalışanlarına hediye edebilir.
(400 x 4 milyon 600 bin TL = 1 milyar 840 milyon TL)
Önceden satın alınmış her tarih, Semaver Kumpanya'nın ileriye dönük projelerini geliştirmesine katkıda bulunacak ve gerçek bir kamu tiyatrosu kimliğini sürdürmesine yardım edecek. Elbette söz konusu 400 kişilik yer, çeşitli arkadaşlarım arasında 100'er kişilik pay edilebilir. İkinci önerim ise, arkadaşlarımın ve çevresindeki dostlarımın Semaver Kumpanya'ya abone olmaları. Böylece, 16 müzik gösterisi, bir opera, dört çocuk oyunu ve dört oyunu 100 milyon TL'ye izlenebilir."
|